Greg Monroe son 20 yılda bir pivot yetiştirme merkezi gibi çalışan Georgetown’ın en yeni ürünü. Fakat üst devreleri Patrick Ewing, Alonzo Mourning ve Dikembe Mutombo gibi ortodoks bir uzun karakteri göstermiyor ve bu da kariyeri konusunda ‘scout’ları ikircikli bir tutuma sürüklüyor. Bu yüzdendir ki ‘freshman’ senesinde ilk üç sıra için ciddi aday olarak gösterilen Monroe’yu bu sene içerisinde zaman zaman lotaryanın dışında bile gördük.
Monroe’nun oyununu özel kılan yanı zaman zaman bir oyun kurucunun saha görüşünü ve pas yeteneğini gösterecek kadar ileriye giden basketbol zekası hiç şüphesiz. Fakat öte yandan da bu sınıftaki tüm rakiplerinden daha sönük atletizmi, bu sene durumu biraz düzeltse de önemli anlarda sinmesi ve hiçbir zaman gerekli mental kararlılığı istikrarlı bir şekilde gösterecek gibi durmaması onu listelerde aşağılara sürüklüyor. Buna sol eliyle potaya giderkenki rahatlığını ve etkileyici top hakimiyeti gölgeleyen bir zafiyet daha ekleniyor ki o da savunmacısı tarafından sağa penetreye zorlandığında yaptığı saçmalamalar ve bunun sonucunda gelen top kayıpları ve düşük şut yüzdesi. Hatta Hz. Synergy der ki, bu çocuk sola penetre üzerinden toplam teşebbüslerinin %57’sini basketle tamamlarken, aksi yönde bu oran %39’a düşüyor, top kayıpları ise 12 birimlik bir yükseliş göstererek %33’e çıkıyor. Kolejdekinin aksine NBA denen kurtlar sofrasında böyle bir handikapla fazla mutlu bir yaşam süremezsiniz. Top kayıpları küçülen rolle birlikte azalacaktır ama…
Mental kararlılık hadisesine gelirsek, maçtan maça performansında -ve daha önemlisi- arzusunda büyük dalgalanmalar yaşayan Monroe, ‘freshman’ senesinin ardından okula kötü bir fizikle dönünce daha büyük bir kuşku uyandırmıştı. Geçtiğimiz günlerdeki ‘draft’ öncesi ölçümlerde de boy ve kanat uzunluklarındaki tatmin edici sonuçlara rağmen, %11.2 gibi yüksek bir yağ oranı vererek bir Derrick Coleman alarmına daha sebep oldu. Liderlik yolunda ikinci senesinde önemli bir yol kat etse de, Hoyas’a tek bir NCAA turnuvası galibiyeti getiremeden kolej kariyerini noktaladığını not düşelim. Sert bir oyuncu olmaması insanların ribaund yetisine de önyargılı yaklaşmasına sebep oluyor fakat orada biraz haksızlık ediyorlar bence, eleman ikinci senesinde olası savunma ribaundlarının %25.2’sini almayı başarmış ve bu yüzde rakiplerinden sadece Cole Aldrich’e geçilmesine izin veriyor. Atılan dirsekten, kirli faullerden, gözdeki ateşten falan daha önemli bir kriter savunma için de.
4 numara savunmak için yeterli lateral hızı kazanması zor, o yüzden biraz daha kilo kazanıp 5 numarada savunduğu oyuncuların karşısında durabilecek seviyeye gelmesi lazım. Limitleri çok yukarıda değil ama eşsiz yetenekleriyle bir noktaya kadar gelmesi ve doğru takımda orta vadede ilk beş oyuncusu haline gelmesi beklenebilir. O yüzden risksiz seçim. Jerry Sloan’un yarı saha basketbolunda değerli bir parça olup Mehmet Okur’un yerini alabilir zamanla mesela, uzuna çok ihtiyaç duyan Detroit de adres olabilir.
Bunu seven bunu da sevdi: Chris WEBBER, Brad MILLER, Lamar ODOM
Monroe’nun oyununu özel kılan yanı zaman zaman bir oyun kurucunun saha görüşünü ve pas yeteneğini gösterecek kadar ileriye giden basketbol zekası hiç şüphesiz. Fakat öte yandan da bu sınıftaki tüm rakiplerinden daha sönük atletizmi, bu sene durumu biraz düzeltse de önemli anlarda sinmesi ve hiçbir zaman gerekli mental kararlılığı istikrarlı bir şekilde gösterecek gibi durmaması onu listelerde aşağılara sürüklüyor. Buna sol eliyle potaya giderkenki rahatlığını ve etkileyici top hakimiyeti gölgeleyen bir zafiyet daha ekleniyor ki o da savunmacısı tarafından sağa penetreye zorlandığında yaptığı saçmalamalar ve bunun sonucunda gelen top kayıpları ve düşük şut yüzdesi. Hatta Hz. Synergy der ki, bu çocuk sola penetre üzerinden toplam teşebbüslerinin %57’sini basketle tamamlarken, aksi yönde bu oran %39’a düşüyor, top kayıpları ise 12 birimlik bir yükseliş göstererek %33’e çıkıyor. Kolejdekinin aksine NBA denen kurtlar sofrasında böyle bir handikapla fazla mutlu bir yaşam süremezsiniz. Top kayıpları küçülen rolle birlikte azalacaktır ama…
Mental kararlılık hadisesine gelirsek, maçtan maça performansında -ve daha önemlisi- arzusunda büyük dalgalanmalar yaşayan Monroe, ‘freshman’ senesinin ardından okula kötü bir fizikle dönünce daha büyük bir kuşku uyandırmıştı. Geçtiğimiz günlerdeki ‘draft’ öncesi ölçümlerde de boy ve kanat uzunluklarındaki tatmin edici sonuçlara rağmen, %11.2 gibi yüksek bir yağ oranı vererek bir Derrick Coleman alarmına daha sebep oldu. Liderlik yolunda ikinci senesinde önemli bir yol kat etse de, Hoyas’a tek bir NCAA turnuvası galibiyeti getiremeden kolej kariyerini noktaladığını not düşelim. Sert bir oyuncu olmaması insanların ribaund yetisine de önyargılı yaklaşmasına sebep oluyor fakat orada biraz haksızlık ediyorlar bence, eleman ikinci senesinde olası savunma ribaundlarının %25.2’sini almayı başarmış ve bu yüzde rakiplerinden sadece Cole Aldrich’e geçilmesine izin veriyor. Atılan dirsekten, kirli faullerden, gözdeki ateşten falan daha önemli bir kriter savunma için de.
4 numara savunmak için yeterli lateral hızı kazanması zor, o yüzden biraz daha kilo kazanıp 5 numarada savunduğu oyuncuların karşısında durabilecek seviyeye gelmesi lazım. Limitleri çok yukarıda değil ama eşsiz yetenekleriyle bir noktaya kadar gelmesi ve doğru takımda orta vadede ilk beş oyuncusu haline gelmesi beklenebilir. O yüzden risksiz seçim. Jerry Sloan’un yarı saha basketbolunda değerli bir parça olup Mehmet Okur’un yerini alabilir zamanla mesela, uzuna çok ihtiyaç duyan Detroit de adres olabilir.
Bunu seven bunu da sevdi: Chris WEBBER, Brad MILLER, Lamar ODOM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder