Fazlasıyla underrated olduğunu düşündüğüm Mısır asıllı bu gençle ilgili düşüncelerime geçmeden önce, eğitimini Avustralya’da sürdürmeyi planlayan biri olarak, Portland Trail Blazers’ın Avustralya vatandaşı oyuncusu Patrick Mills’i geçen sene NBA’e gönderen ve şu esnada da kadrosunda tamamı rotasyonda olan 5 Aussie bulunduran Saint Mary’s Gaels takımına ve dolayısıyla yıldızları olan bu çocuğa karşı ekstra bir sempati duyduğumu belirtmek istiyorum.
2.11 boyu 120 kilosuyla gayet güzel bir fiziğe sahip olan, Radford’dan Artsiom Parakhouski’yle beraber geçen sezon Division I’de 20 sayı-10 ribaund ortalamalarını yakalayan 2 oyuncudan biri konumunda bulunan ve maç başına 2.9 da blok yapan bu delikanlı, inanılmaz bir şekilde, değil mock draft’larda bazı listelerde en iyi 100 oyuncu arasında bile gösterilmiyor. NCAA’e ilk geldiğinde 150 civarında olan kilosunu 4 sene içinde 120’lere kadar indirmeyi başarıp, oyununda da her sene büyük aşama kaydetmesi ve son senesinde artık gerçek bir yıldıza dönüşmesi belli ki scoutların onun atletizm açıklarını görmezden gelmelerini sağlayacak kadar etkileyici olamamış. Piyasası hala oldukça düşük olsa da, Gaels’in son NCAA turnuvasındaki Richmond ve -özellikle- Villanova zaferleri ve Omar’ın bu iki maçta %75 şut isabetiyle 61 sayı atması en azından insanların böyle bir oyuncunun varlığından haberdar olmalarını sağladı.
Nihayetinde, süper bir çalışma etiği olduğu söylenen, sayı atmayı gerçekten bilen bu adam büyük bir ihtimalle NBA’de tutunamayacak, lige hiç uygun olmadığı düşünülen tarzı yüzünden belki de şans dahi bulamayacak. Ancak ben, orta ölçekli Avrupa takımlarında kendisini gayet güzel bir kariyerin beklediğini düşünüyorum. Mısır kökeni dolayısıyla, öyle ya da böyle, bir milli takım deneyimi de olacaktır muhtemelen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder