22 Haziran 2010 Salı

James Anderson





Bu kardeşimiz de drafta Oklahoma State Üniversitesi’nden katılıyor. 2/3 numara oynayabiliyor. Bu seneki drafın o pozisyon için oldukça derin olduğunu söyleyebiliriz ancak James Anderson kendi şutunu yaratabilme özelliğiyle dikkat çekiyor. Nitekim Xavier Henry’ye karşı yaptığı draft öncesi workoutlarda hafif sakatlığına rağmen Henry’ye üstünlük kurduğunu okuduk. Hatta sene içindeki Kansas - Oklahoma State karşılaşmasında da Henry’ye karşı bariz bir üstünlüğü vardı. Tabi bunda yaş farkının da etkisi olmuş olabilir (Henry 19, Anderson 21 yaşında). Gelelim detaylara...

1- Şut tehdidi yaratır mı?
Drafttaki diğer 2/3 numaralarla karşılaştırdığımızda ortalamanın üzerinde bir şutör diyebiliriz. Daha iyi şutör olarak ilk anda aklıma Luke Babbitt, Xavier Henry ve Jordan Crawford geliyor. Bunların dışında bu draftta bulabileceğiniz en istikrarlı şut Anderson’a ait.

2- Topa bir Can Bartu edasıyla hükmedebilir mi, kaleye yani potaya penetre eder mi?
Sağ elini hiç kullanmaz, devamlı sola gider. Sola giderken de driplingi kesip çıkardığı etkili bir orta mesafe şutu var. NBA hücumunda oradan ekmek yiyebilir. Ancak devamlı sola gitmesi büyük dezavantaj. Bu eksiğini gidermesi de biraz zor görünüyor çünkü sağ elinin küçük parmağının yarısı yokmuş, dolayısıyla topa sağ eliyle tam olarak hükmetmesi bir hayli güç.

3- Peki ya saha görüşü, pasları? Sen önce buna cevap ver?
Şayet amaç saha görüşü çok iyi olan ve yaratıcı pas becerisi olan bir 2 numara seçmek ise, ben büyük ihtimalle Elliott Williams’ı daha önce düşünebilirim. Bu alanda sivrilen 2/3 numaraların sayısı da çok fazla değil. Belki Gordon Hayward’ı Elliot’la beraber bir adım öne çıkartabiliriz, onun dışında çoğu vasat ve James Anderson’da bu gruba dahil.

4- Laga luga yapma, bana savunmadan haber ver?
Kolej seviyesinde hiçbir zaman ondan üst düzey savunma yapması beklenmedi. NBA’de iş yapabilmesi için koçlar mutlaka Anderson’dan üst düzel savunma bekleyecekler. Şu haliyle bu beklentiye cevap vermesi çok zor, kesinlikle savunmasını geliştirmesi, bir değil hatta iki gömlek yukarıya çekmesi lazım.

5- Uçar mı kaçar mı?
Bu draft sınıfıyla karşılaştırdığımda ortalamanın biraz üzerinde bir atlet olduğunu düşünüyorum. Stanley Robinson başlı başına bir sınıf, arkasından Wes Johnson, Aminu, Paul George ve Pondexter’ı gösterebiliriz. Onların hemen arkasından da içlerinde Anderson’ın da bulunduğu Elliot Williams, Avery Bradley, Damion James grubu gelir. Bu çok üst düzey bir atlet olduğu manasına gelmese de NBA’de bu konuda sıkıntı çekeceğini düşünmüyorum.

6- Ölçümleri ne alemde?
Boyu 6’6, kol genişliği ise 6’8.5 ölçüldü. Kolları biraz kısa kalsa da 2 numara için boyu iyi. Kilosu ise 94, yine pozisyonu itibariyle gayet iyi diyebiliriz. NBA’de 3 numara için biraz kısa kalıyor.

7- Nisan Mayıs ayları gevşer gönül yayları...
Atletik savunmacılar karşısında zorlandığını gördük. En önemli maçında da karşısında atletik Shumpert’i görünce sindi ve şutları da girmedi. Böylesine büyük maçta bu kadar zorlanması benim için bir soru işaretidir. Kararımı ona göre vermem belki ama kesinlikle etkisi olur.

8- Kristal küre…
Seçileceği yer düşünülürse halihazırda bir playoff takımına gidecek ve hücumda özellikle ilk birkaç yılında Oklahoma State’deki kadar büyük bir rol üstlenmeyecek. Playoff takımında da tamamen rotasyon dışı kalacak bir oyuncu olacağını düşünmüyorum. En azından şut özelliği ve pick / roll tecrübesi, seçen takımın işine yarayacaktır. Kariyerinin zirvesini ise şu şekilde tahmin ediyorum: kafaya oynayan takımda sağlam bench oyuncusu, playoff takımında 5 veya 6’ıncı en iyi oyuncu, amaçsız takımda 4’üncü en iyi oyuncu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder